Geçen hafta düzenlenen Amerikan Astronomi Derneği kongresinden sunulan araştırma sonuçlarına göre çevra şartlarının birbirinden tamamen farklı olmasına rağmen galaksi içerisindeki yıldız oluşumlarıyla galaksilerin dışındaki gaz bulutları içerisindeki oluşumlar birbirine çok benziyorlar. Bunun öncesinde bu bölgeler karanlık madde araştırmaları için gözlenmişlerdi fakat bu bölgelerde yıldız oluşumları detaylı bir şekilde incelenmemişti.
Yukarıda çarpışma sonucu oluşmuş devasa gaz kütlesi olan NGC 5291 görülüyor. Kütlesi Güneş'in 30 milyar katı olan bu gaz bulutu güney gökkürede en büyük doğal gaz kütlesini oluşturuyor. Fotoğraf yıldızların mor-ötesi bandında (mavi), iyonlaşmış gazların optik bantta(yeşil), sıcak toz parçacıkların kızıl ötesi bantta(kırmızı) ve yıldız oluşumlarını tetikleyen atomsal gazların(yeşil kontur-çeper) görüntülerini içeriyor. Gaz yapısının içinde hafif parlak bölgeler yıldız oluşum bölgelerini gösteriyor.
Bu gaz ve toz bulutları birden fazla galaksinin birbiriyle çarpışması sonucu dışarı saçılan, kütle çekim etkisiyle de bir araya toplanan oluşumlar. Buralardaki kütle yoğunlaşmaları Güneş'in kütlesinden milyonlarca kez daha büyük olabiliyor, bu durumlarda yeni yıldız oluşumlarını da besleyebiliyorlar.
Araştırmacılar konu ile ilgili 6 çarpışan galaksiyi gözlediler ve galaksilerin dışı toz bulutlarındaki yıldız oluşumların oranı %85 iken, galaksi merkezindeki oluşumların yanlızca %15 olduğu ortaya çıktı. Bu olay, evrenin ilk zamanlarındaki galaksilerde yıldız oluşumlarına çok benziyor.
Çalışmalar sonucu bu bölgelerin yıldız oluşum araştırmalarında , galaksi merkezlerindeki alanlardan daha kolay kullanılabileceği belirtildi...
Kaynak : University of Massachusetts Amherst. "Galaxy Collision Debris As A Laboratory To Study Star Formation." ScienceDaily 9 June 2008. http://www.sciencedaily.com /releases/2008/06/080603183121.htm.
0 yorum:
Yorum Gönder