Sonunda başarıldı!... Yıllardır Güneş Sistemi dışındaki gezegen araştırmaları 300'e yakın gezegenin keşfini sağlamıştı ve bu ay yapılan iki keşifle bu çalışmaların ilk görüntülerle doğrulanması gerçekleşti. Galieleo'nun, Newton'un 17. yy'da başlattığı, yeryüzündeki yasalarla gökyüzündeki yasaların ortak olduğu, Dünya'nın evrendeki yerinin hiç de sanıldığı gibi özel olmadığı vurgulanan düşünce akımı için sağlam bir kanıt niteliği taşıyan bu keşif insanoğlunun evreni anlamlandırmasında dört yüzyılda ne kadar yol kat ettiğini gözler önüne seriyor.
İlk keşif Güney gök küresinde "Güney Balığı" olarak bilinen takım yıldızındaki Fomalhaut yıldızının etrafındaki
Fomaulhalt b gezegeninin Hubble Uzay Teleskobu tarafından elde edilen görünür ışık fotoğrafı... Şu ana kadar bu gezegenler ya önünden geçtikleri yıldızın ışığındaki azalma ya da yıldızın radyal hızındaki sapmaların tespiti gibi dolaylı yöntemlerle keşfedilirlerdi, artık elimizdeki teleskoplar ve ileri uyarlanmış optik teknolojileri ile doğrudan gözleyebilir hale geldik.
UzayveAstronomi sitesinde derlediğim haberde belirttiğim üzere :
"Bunun öncesinde Fomalhaut, etrafında bizim Güneş Sistemimizdeki Kuiper kuşağına benzer bir kuşağın var olduğunun ortaya çıkmasıyla gezegen araştırmacılarının ilgisini üstüne toplamıştı. Bu keşif 1980’li yıllarda NASA uydusu IRAS’ın kızıl ötesi araştırmaları sonucu ortaya çıkmıştı. 2004 yılında Hubble’ın bahsedilen halka yapısını görünür dalga boyunda çözümlediğinde bunun bir ilkel gezegen oluşum diski olduğu ortaya çıkmıştı. California Üniversitesinden astronom Paul Kalas ve ekip arkadaşları 2005 yılında halka sisteminin yıldız ve halka arasındaki bir kütle sebebiyle kütle çekimsel olarak eğildiğini fark ettiğinde, aranan gezegen hakkında en önemli ip ucu bulunmuştu. Toz halkasının şeklini Hubble ile inceleyen araştırmacılar aranan gezegenin yerini buldular ve ACS (Advanced Camera for Survey) kamerası ile görüntülemeyi başardılar.
Gezegen Jüpiter’in 3 katı büyüklükte bir gezegene göre normalden çok daha parlak olduğunu söyleyen araştırmacılar bunun nedeninin gezegen etrafından ışınları yansıtan toz ve buzdan oluşmuş bir halka sisteminin olabileceğini öne sürüyorlar. Böyle bir halka sistemi mevcutsa gezegen etrafında uyduların olması da olası görünüyor."
Fomalhaut b'nin 2004 ve 2006 altıda alınan görüntülerinde toz diski üzerinde hareket ettiği gözlendi.
Keşif ile ilgili Hubble'ın basın duyurusuna erişmek için tıklayınız.
Daha bitmedi!! Science dergisinin dün yayınlanan Science Express ekinde bir diğer gezegen görüntüsü haberi yer alıyor. Hem de gözlenen yıldızın etrafında üç tane gezegen.. Dünya'dan 130 ışık yılı uzaklıkta HR 8799 olarak bilinen yıldız (Kanatlı At - Pegasus takım yıldızı) ve etrafındaki gezegenler Güneş'e göre çok daha genç olduklarından kızıl ötesi dalga boyunda kolayca fark edilebiliyorlar. Gözlenen üç gezegen yıldızdan sırasıyla Dünya-Güneş mesafesinin 25, 40 ve 70 katı uzaklıkta bulunuyorlar ve büyüklükleri Jupiter'in 7 katı ile 10 katı arasında değişiyor.
Gemini teleskobu ve Kızıl ötesine Yakın Görüntüleyici(NIRI) ile alınan bu görüntüde doğrulanan üç gezegenden ikisi görülüyor (b ve c). b 7 Jupiter kütlesinde ve yıldızdan 70 astronomi birimi(1 astronomi birimi = Dünya-Güneş arası uzaklık ~150 milyon km) uzaklıkta; c ise 10 Jupiter kütlesinde yıldızdan 40 astronomi uzaklıkta bulunuyor. Gezegenlerin görünürlüğünü arttırmak için yıldızın olduğu bölge karartılmıştır.(Yüksek çözünürlüklü görüntülere erişmek için tıklayınız)
Gemini gözlem evinin yayınladğı detaylı habere erişmek için
tıklayınız.Elde edilen bu görüntüler astonomide bir devrim niteliğinde. Uyarlanmış Optik(Adaptive Optics) tekniğinin geliştirilmesi ve 2013 yılında gönderilmesi beklenen James Webb teleskobunun yörüngeye yerleştirilmesiyle elde edilecek görüntüleri hayal dahi edemiyorum! Bu muhteşem keşiflerin yapıldığı bir dönemde yaşadığım için kendimi gerçekten şanslı hissediyorum, ya siz?