Gökyüzü Gönüllüleri olarak Çekmeköy Gönüllüleri Derneği ile ortak düzenlediğimiz yaz okulun 4. gününde konumuz gökyüzündeki takımyıldızlardı. Bu konu içerisinde barındırdığı mitolojik hikayeleriyle, kahramanlarıyla en renkli konulardan biriydi. Amacımız çocukların artık gökyüzüne baktıklarında sadece parlak noktalar değil, onlarca hayvanla süslenmiş bir hayvanat bahçesi görmelerini sağlamaktı.
Günün sorumlusu Nuray, küçük bir sunumla takımyıldızlardan ve seçtiği üç takım yıldızının hikayesinden bahsetti. Kahraman Perseus'un, Avcı Orion'un ve Yılancı'nın hikayelerinden oldukça etkilenmişti çocuklar.
Sunumun yanında Nuray'ın hazırladığı bir gösterimde, takımyıldızlarındaki yıldızların aslında biribiriyle hiçbir ilişkisi olmadığını, herbirinin uzaklıklarının bambaşka olduğunu ve sadece bizim gözüme öyle göründüklerini anlatıldı. Bu bilginin verilmesi çok önemli, zira ilerde çocuklara birisi Kova takım yıldızının(burcunun) onu şöyle çektiği ya da böyle etkilediğinden bahsederse çocukların iyi birer cevapları olacak.
Sunumlardan sonra sırada günün etkileşimli çalışması var. Herbir çocuk yanında getirdiği beyaz bir tshirte istediği takımyıldızının kalıp baskısını yapacak. Bu gibi konularda ciddi çalışmaları olan Nuray, evde kendi hazırladığı takım yıldız ve gezegen kalıplarını kumaş boyasıyla baskı için hazır hale getirmeye başladı. Çocuklar da sıraya girdiler.
Her çocuk Avcı, Kraliçe ve Çalgı arasından bir seçim yapıp istediği takımyıldızı kendi tshirtü üstüne bastı. Kızların arasında "Kraliçe"nin, erkeklerin arasında ise "Avcı"nın rağbet görmesi pek de şaşırtıcı değildi :)
Basılan tshirtler dışarıda kurumaya bırakıldı:
Ardından üzerinden ütüyle geçtik mi, tamamdır!
Ve sonuç! Herkes gökyüzü tshirtleriyle çok mutlu!
Herkes tshirtlerini giydi ve toplu bir fotoğraf çektirmek için hepberaber dışarı çıktık. Her bir çocuğun üzerinde gökyünü süsleyen bir takımyıldızını görmek gerçekten harika bir duyguydu. Yıldızları gerçekten çocukların avuçlarına indirebildiğimizi hisettiren bir andı.
Gün içerisindeki çalışmayı böylelikle tamamlamış olduk. Sırada bu akşamki gözlem vardı. Bugün öğrendiklerimizi bu akşam gökyüzü labaratuarında gözleyecektik daha. Çocukları akşam 9'da buluşmak üzere eve yolladık ve biz de dinlenmeye çekildik. Dinlenme derken şöyle ayaklarımızı uzatıp dinlendiğimiz izlenimine kapılmayın çünkü daha akşam gözlemine yetiştireceğimiz bir Galileskop vardı!
Galileoskobu aslında Çarşamba günü Galileo Günü için planlamıştık fakat yetiştirememiştik. Aldığımız ölçülerde bir problem çıkmıştı ve odak hesabını tekrar yapmak durumunda kaldık. Fikir olarak Mustafa Erol'un sitesinde paylaştığı tasarımdan yararlandık. Malzeme olarak uzun bir aliminyum boru ile oküler tutucu olarak da büyük ameliyat şırıngası kullandık. Objektif merceğini 350mm odağa sahip (Hipermetrop +3) bir gözlük camından elde ettik; oküler olarak kullanacağımız 35mm'lik ince kenarlı merceği ise eski bir fotoğraf makinasının objektifinden elde ettik. Büyütme oranı 10x olan bir dürbün yapmak hedefimiz:
Malzemeler:
1- 3.5 cm iç çapa sahip 33.5 cm uzunluğunda aliminyum boru (üstte)
2-10cm uzunluğunda aliminyum boru içine girip kolaylıkla hareket edecek(netleme için) bir şırınga. Yukarıdaki resimde boru içine oturması için üstüne bant şerit çekilmiştir.(altta en solda)
3-Objektif tutucu : Büyük merceğimizi aliminyum tüpe yerleştirmek için bir adaptör. Çapı merceğimizle aynı 3.5 cm (altta soldan ikinci)
4- 350 mm odağa sahip, 3.5 cm çapında gözlük camından kesilmiş objektif merceğimiz(altta soldan üçüncü)
5-Eski fotoğraf makinasından sökülmüş ve iç çapı 1.5 cm'lik küçük bir tübe oturtulmuş okülerimiz(altta en sağda)
Montajın ardından Galileskop gözlem için hazırdı. Monte edilmiş halinin görüntülerini fotoğraflar arasında bulamadım, fakat aşağıda gözlem sırasında Emre'nin elinde çocuklara anlattığı Galileoskop son hali :) Sıkışıklık nedeniyle programa tam olarak dahil edemediğimiz bu projeyi önümüzdeki çalışmalarımızda daha ön plana çıkarmayı planlıyoruz.
Hava karardığında hepimiz gözlem mekanımız olan parka doluştuk; teleskop ve dürbünlerimiz kurduk. Bu akşam teleskobumuzu değiştirmiştik ve Satürn halkalarıyla bizden kaçamazdı. Şansımıza Ay'ı da batmadan önce yakalamıştık. Öncelikle herkes dürbünden Ay'ın keyfini çıkardı ardından sırada Satürn vardı. Bütün çocuklar halkaları gördüklerinde en az bir kere "harika" dediler. Satürn'ün kulaklarıydı onları bu kadar heyecanlandıran. Galileo'nun 400 yıl önce baktığı şeyi kendi gözleriyle görmekti kalplerinin hızlı hızlı atmasına neden olan.
Sadece görmek yetmiyor tabiki, gördüklerimizi defterlerimize çizmemiz gerekiyor; tıpkı Galileo gibi. Çocuklar teleskoptan baktıktan sonra hemen yan tarafa geçip gördüklerini çizdiler. Ortaya harika çalışmalar çıktı. Hepsini yarın kontrol edecektik.
Sadece çocuklar değildi Satürn'ün muhteşem görüntüsünden etiklenenler. Çocukların anneleri babaları, etraftaki teyzeler, amcalar ilk kez teleskopla gökyüzüne bakıyorlardı ve Satürn'ü görüyorlardı. Onlarca insanın gözlerinin önüne sermiştik milyonlarca kilometre uzaklıktaki Satürn'ün güzelliğini.. Mutlu olmak ve diğer insanların mutluluğunu paylaşmak için yeterli bir sebep...
EDIT : Diğer günler için tıklayınız : 5. gün
1 yorum:
Satürn her yaştaki insanı büyüleyen bir güzelliğe sahip. Bulunduğum şehirde de Devlet Hasstanesi Başhekimi Satürn'ün teleskoptaki görüntüsüne bayılmıştı. Sanırım bir 10 dakikaya yakın o güzelliği izlemişti. Titan'da görüş alanımızdaydı. Ancak şimdi biraz uzakta Satürn. Yine de görülmneye değer tabi.
Şimdi gökyüzünde Jüpiter var. Ama siz onu izletemediniz sanırım. Çünkü çok geç saatte doğuyor. Jüpiter'de Galile uydularıyla izlemeye değer. Sizden ilham alan bu çocuklar eminim Jüpiter'i bir şekilde ne yapıp edip izleyeceklerdir.
Bu yıl duyduğum en güzel etkinlikti yaptığınız. Bir diğer de İKÜ'de yapılacak olan. O kadar çok etkinlik var ki bu yıl. Artık içlerinde seçmeye çalışıyoruz. Bu da mutluluk verici. Sizi ekibiniz adına tekrar tebrik ediyorum Arif Bey. Nice nice güzel günlere.
Yorum Gönder