Geri dönüşler hep zor oluyor bir kez günceye yazmayı bıraktıktan sonra. Bir çok kez sözler veriyorum kendime "yarın başlayacağım" diye fakat bazen tembellik bazen de yapılacak işler izin vermiyor. Yandaki Twitter köşesine bakıyorum da "15 Haziran'dan sonra başladığımız yerden devam..." yazmışım, gerçekten utandım şimdi :) Ama sevgili okur senden birazcık anlayış istesem, çok şey istememiş olurum sanırım; çünkü bu yaz oldukça hareketli geçiyor ve ancak daha yeni yeni soluk alacak vakit bulabiliyorum. Bu yazıda da yaptığım bir kaç şeyi paylaşayım istedim. Ama bu sefer söz: "Bugün yazmaya tekrar başlayacağım" :) Hem de bir süredir kafamı kurcalayan, evrenin hızlanarak genişlemesine neden olan karanlık enerji konusunda...
Karanlık enerji bir diğer yazının konusu tabii. Şimdi gelelim "tüm bu zaman boyunca nelerle uğraşıyordum" konusuna. Blogda son paylaştığım yazılarda Haziran'ın ortasında İstanbul Çekmeköy'de gerçekleştirdiğimiz Astronomi Yaz Okulu'ndan sıkça bahsettim. Tamamen gönüllülük esasıyla harika bir çalışma ortaya çıkardık. 2009 Yılı vesilesiyle bir araya geldiğimiz Gökyüzü Gönüllüleri grubu için geçmişteki köy okulları etkinliklerinden sonra en organize ve "profesyonel" etkinlikti. Yaptığımız çalışmaları tekrarlamanın bir gereği yok, ilgilenenler bağlantılardan(
1.gün,
2.gün,
3.gün,
4.gün,
5.gün ) inceleyebilir.
Bu yaz okulu sonucunda harika deneyimler edindik ve kendimizi fazlasıyla geliştirdik. Yaz okulunda model olarak uyguladığımız "yaratıcı drama ile astronomi öğretimi" konusunda birçok somut çıktılar elde ettik ve bunları bu yıl Kültür Ünv.'de yapılan Amatör Astronomi Sempozyumu'nda bir bildiri olarak sunalım istedik. Çalışmaları ve sonuçlarını akademik makale formatına getirerek değerlendirme jurisine gönderdik ve sunum için kabul aldık. Bu bizim harika bir fırsattı. Gökyüzü Gönüllüleri ilk defa akademik bir ortamda kendini tanıtacaktı. 2009 yılı çalışmalarında amatör astronomların da yer aldığını, hem de fazlasıyla hevesli ve tutukuyla çalıştıklarını gösterecektik.
Sempozyum günü sıramız geldiğinde büyük bir heyecanla kürsüye çıktık. Bir diğer Gökyüzü Gönüllüsü dostum Emre Evren ile sunduk bildirimizi. Bizden önceki kişilerin sürelerini sorumsuzca kullanmaları nedeniyle bize az bir süre verilmesine rağmen sunumumuzla katılımcıları fazlasıyla etkilemişti dans eden; yıldızların, gezegenlerin şarkılarını söyleyen çocukların yülerindeki gülümsemeler...Galileo'nun mahkum edilişinin canlandırma görüntülerini gördüğünde katılımcılar çoktan alkışlamaya başlamışlardı bile. Bu harika bir duyguydu bizim için. Sunumuzu tamamlamamıza izin vermeseler de sunumun ardından dışarıda arkamızdan koşarak gelen yurtdışından gelmiş konukların boynumuza sarılmaları ve bizleri içten tebrik etmeleri herşeye yeterdi bile..
Sunuma başlarken: "Merhaba ben Arif, Gökyüzü Gönüllüsüyüm" :) Emre eski etkinliklerimizden birini heyecanla anlatırken Gönderdiğimiz bildiriyi incelemek isteyenler aşağıdaki bağlantıdan indirip okuyabilirler. Makale ile ilgili görüşlerinizi yorum kısmından veya mail yoluyla( arifbayirli@gmail.com) bana ulaştırabilirseniz harika olur!
Gökbilim Yaz Kampı - Bildiri - Rapidshare (800kb) - tıklayınızSempozyumun ardından Kilyos'a STARFEST etkinliğinin yapılacağı Solar Beach'e geçtik. Yaklaşık bir haftadır Türkiye'nin dört bir yanından gelen öğretmenler ve astronomi meraklıları kendi teleskoplarını yapmaya çalışmışlardı ve bu çalıştayın finali olan STARFEST yıldız partisinde teleskopların ilk denemelerini yapacaklardı. Herkesin gözlerinde yorgunluk ve bazılarınınkinde de bezginlik okunsa da herkes merak ediyordu teleskoplarıyla alacakları Satürn, Jupiter ve Ay görüntülerini. Bu gecenin bir de "süprizi" vardı : Yıldız partisine yakışır bir şekilde "süperstar" Ajda... Böyle bir kurgudan başından beri kuşkulanırken hava yavaş yavaş karamaya başlayıp katılımcılar gelmeye başladığında kuşkularımın pek de yersiz olmadığını gördüm... Genel olarak "jet-sosyete" hanımlar ve beyler anlamsız bakışlarla dobsonian teleskoplarını ayarlamaya çalışan kalabalığa bakıyor, aralarından bazıları elleri ceplerinde, bir teleskoba yaklaşarak birşeyler soruyorlardı... Gecenin bombası dediğim Ajda sahneye çıktığında ise sahneye çıkarılan bir teleskop ile gökyüzüne baktırıldığında ilginç bir şekilde seyircileri gördüğünü söylemesi ve ardından "Bu aralar yarım ay dimi? O yüzden çok duygasalım" tarzında saçmalaması ise gerçekten gecenin "bombasıydı". Gece 11 olmadan arkadaşımla etkinlik alanından uzaklaşıp Kilyos kumsalında kıyıdan kaldığımız yurda doğru yürüdük. Denizin uğultusunu dinleyip yalın ayaklarımıza çarpan suyun verdiği his, Ajda ve diğerlerinin verdiği rahatsızlığı kolaylıkla geçirdi diyebilirim....
Bu kadar eleştirinin ardından biraz da güzel şeylerden bahsedelim. 20 Temmuz'da Çekmeköy Yaz Okulunun finali gerçekleştirildi. Biz, yaz okulun sadece iki haftasında aktif olarak yer almıştık fakat çalışmalar bizden sonra da 2 hafta boyunca sürmüştü. Kazım Koyuncu Kültür merkezinden perküsyon uzmanı sevgili Hilal, çocuklara beden ritmi ve çeşitli perkusyon aletleri konusunda eğitmişti. Yaratıcı drama hocaları sevgili Elif ile de çalışmalarını sürdürmüşlerdi. Tüm bu çalışmaların değerlendirmesini yapmak ve çocuklara katılım belgelerini vermek için tekrar Çekmeköy'deydik... Derneğin bulunduğu sokağı "işgal ederek" sandalyelerimizi dizdik ve sunum için projeksiyonumuzu ayarladık. Yavaş yavaş veliler gelmeye başlamışlardı...
Hava kararmaya başladığında Çekmeköy Gönüllüleri Derneği başkanı Canan Hanım açılışı yaptı. Mahalle dayanışması ve gönüllülük örneği olan bu çalışmalarının 5.sini başarıyla sonlandırıyorlardı. Herkesin gözleri parlıyordu. Çocuklar ise yaz okulu boyunca çalıştıklarını sergilemek için sabırsızlanıyorlardı.
Canan Hanım konuşmasını yaptıktan sonra diğer gönüllüleri de yanına çağırarak teşekkür belgelerini verdi. Mikrofonu bana uzattığında biraz heyecanlandım ama hemen toparlanıp çocuklardan bir söz istedim : "Her zaman akıllarının havada olup her zaman merak edeceklerine" dair...
Daha sonra çocuklar gösterilerini sergilemeye başladılar. Öncelikle perkusyon çalışmalarını ardından kendi yazdıkları gezegen şarkılarını gruplar halinde sergilediler. Çocukların bizlere harika bir süprizi de vardı : Gökyüzü Gönüllüleri çin yazdıkları ve ezbere okudukları 14 kıtalık bir şiir:
Canan abla gitti İTÜ’ye
Gördü kapıda bir afiş
Bir yıldız çaktı kafasında
Neden olmasın dedi mahallemizde,
Buluştu gökyüzüne gönül koyanlarla,
Yaptılar program birlikte,
Birleşti gönüllü yürekler,
Keşfe çıktık mahallede.
Kuyrukta anne babalar, komşular,
Heyecan içinde bekledi sırada,
Baktık hep birlikte evrene,
Buluştuk ayla bir gece,
Gördük kraterleri yakından.
Gecenin bir vaktinde
Bir de baktık karşımızda,
17 çocuklu Satürn
Yakalıyor başıboş dolaşanları
Belinde sihirli holi hopuyla
Usulca dans ediyor karşımızda.
(Şiirin tamamını okumak için
tıklayınız - Sayfanın sonunda)
Bu muhteşem geceyi yaz okulunda çekilen fotoğrafların sinevizyon şeklinde sunumuyla bitirdik. Ayrılırken veliler tek tek içtenlikle teşekkür ettiler, çocuklar ise boynumuza sarılıp bir daha ne zaman geleceğimizi sordular... Tek kelimeyle harikaydı...
En son olarak da geçen hafta Antalya Saklıkent'te Tübitak Ulusal Gözlemevi tarafından düzenlenen Gökyüzü Şenliğindeydim. Uzun bir yolculuğun ardından vardığımız Saklıkent'te çadırlarımızı kurduktan sonra gün içerisindeki sunumlar eşliğinde etkinlik başladı. Geceleyin Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsün'den dostlarımızla kendi teleskobumuzu kurarak ufak çaplı bir Messier turu gerçekleştirdik. Gökyüzü o kadar muhteşemdi ki Samanyolu nerdeyse parıl parıl parlıyordu diyebilirim. Teleskoba ihtiyaç duymadan dürbünle, hatta çıplak gözle yerini bildiğim bir çok küresel kümeyi kolaylıkla görebildim. Gökyüzünü ışıklarla kürleterek kendimizi nelerden mahrum bıraktığımızı tekrar acı bir şekilde kavradık ama ne çare...
Etkinliğin 2. günü sırada Bakırlıtepe'ye, Tübitak Ulusal Gözlem Evine çıkmak vardı. Geçen seneden deneyimli olduğum için bu sefer pek korkmadığım telesiyej ile yukarı çıktık ve teleskop binalarını gezdik. 1.5 metrelik teleskop dünya standartlarında çok da büyük olmasa da görüntüsüyle karşısındakileri etkilemeyi başarıyordu...
Telesiyej ile yukarı çıkarken arkamızdaki "korkunç" görüntü! Soldan sağa ROTSE: gama ışını patlamalarının ardalan ışınımlarını gözlemek için kullanılan robotik teleskop ; T60 : 60cm'lik teleskop ; RTT150 : 1.5 metrelik dev teleskop Şenlik fotoğrafları için
TUG'un sitesine göz atabilirsiniz.
İşte böyle... Temmuz ayı oldukça hareketliydi demek istediğim. Ağustos ayını kendi çalışmalarıma ayırırım diye düşünüyordum fakat yine olmayacak sanırım. 14 Ağustos'ta Sabancı Unv.'de gerçekleştirilecek "Galileo Öğretmen Ağı" programına Gökyüzü Gönüllüleri ekibi olarak resmi bir davet aldık ve 3 gün boyunca orda olacağız. Bu bizim için harika bir gelişme aslında. Yaptığımız çalışmaların, etkinlikleri resmi olarak yürüten Türkiye Astronomi Dernği tarafından tanındığının ve değer verildiğinin göstergesi. Bir tarafta kokteyle 10 dakika geç kalacakları için 5 dakika sunum zamanı vermekten çekinen zihniyeti sorgulayıp, diğer tarafta çalışmalarımıza değer verip bizleri birer "Galileo Öğretmeni" olarak gören anlayışa saygı göstermekten kendimi alamıyorum...
Bu uzun ve nispeten kişisel yazının sonuna sabırla gelebilenlere ayrıca teşekkür ederim :)