Bilimin en büyük sorularından birini yepyeni araştırmalar ışığında ele alan ufuk açıcı bir kitap 'Yaşam Nedir?'. Problemin formüle edilişine bakarak tipik bir bir biyoloji kitabı beklentisi uyandırsa da aslında alt başlığı 'Kimyanın Biyolojiye Dönüşümü', olaya kimya perspektifinden bakacağının ipucunu baştan veriyor. Fakat bahsi geçen kimya, standart kimyadan çok daha farklı, kimya alanında oldukça modern bir bakış olan 'sistem kimyası' perspektifi.
Canlı varlıkları, cansız varlıklardan ayıran temel özellikler göz önüne alındığında, canlıların 'açıklanamaz' görünen karmaşıklıkları, kendini sürekli çoğaltıyor olmaları ve bunu sağlayan bir metabolizmaları olması gösterilir. Canlılığın basitten karmaşıklığa doğru 'ilerleyişini' ve bunun mekanizmasını Darwin'in doğal seçilim kuramı ortaya koyuyor. Fakat Darwin'in kendisinin de belirttiği 'sürekliliği' sağlayacak, temelde kökleri ilk canlıya uzanan ve cansız maddeden canlılığın nasıl oluştuğu problemi cevapsız bir şekilde ortada duruyor. Fiziğin en temel prensiplerinden olan 'Termodinamiğin İkinci Yasası' (kapalı) sistemlerin kendiliğinden yapısal olarak daha düzenli ve daha karmaşık hale gelemeyeceğini söylerken canlılığın geleneksel anlatıya göre 'rastgele' ve kendiliğinden bir takım süreçlerle ortaya çıkmasını açıklamak oldukça güç görünüyor. Kitapta ele alınan görüş ilk yaşamın oluşumunu yürüten mekanizmaların standart kimyasal reaksiyonlardan birçok yönden farklılaştığını ve arka planda ikinci yasa geçerliliğini sürdürüyor olsa da daha küçük ölçekte 'dinamik-kinetik kararlılık' olarak tanımlanan başka bir itici gücün var olduğu ileri sürülüyor. Kitabın en önemli tezlerinden biri ise yaşamın temelini tanımlayan 'kendini kopyalayabilen' ve dinamik kinetik kararlılığa doğru yol alan sistemlerin sadece 'ilk yaşam' için değil, doğal seçilimin iş başında olduğu şu anki karmaşık biyolojik süreçleri tanımlamak için de kullanılabileceği. Kitap aslında, bu özelliklere sahip 'kimyasal' sistemlerin incelenmesine adanmış olan 'sistem kimyası' alanının son zamanlardaki heyecan verici keşiflerini büyük resmin içerisinde yerleri ve 'Yaşam Nedir?' gibi iddialı bir soruya verdiği cevap etrafında tanıtmayı hedefliyor.
Bahsettiği konuların bizzat aktif araştırmacısı olan yazar A. Pross, kitapta kavramları açıklarken kullandığı dili kendi alanı hakkında konuşurken bilim insanlarının düştükleri 'teknik dil' ve 'her şeyin aşikar olması" problemiyle karşılaşmıyoruz kitapta. Kitabın başından sonuna kadar çok iyi planlanıp adım adım temeller atarak bir taraftan önümüzdeki bölümlerde bizi bekleyenleri de hissettirerek, bölüm sonlarında konuyu toparlayıp özetleyerek ilerliyor ve yazar son bölümde vurucu soruya kendi bakış açısından getirdiği cevabı sunuyor.
Metis Yayınları'nın Bilim serisinden kalitesiyle yine şaşırtmayan, Raşit Gürdilek'in kusursuz çevirisiyle Türkçe'ye kazandırılmış bu kitap, yaşamın en temellerine kimyanın en güncel araştırmaları çerçevesinde sunduğu cevapları öğrenmek için müthiş bir kaynak niteliğinde!
0 yorum:
Yorum Gönder